...:::A R A B A N C I :::...
  Ataturk Kosesı
 

Atatürk'e Sorulan Soru : TÜRK Kimdir?

Bana bir kalem ve kağıt getirin der ve sorulan sorunun ardından derhal aşağıdaki satırları kağıda döker.

Bu memleket,
Dünya’nın beklemediği,
Asla ümid etmediği
Bir müstesna mevcudiyetin
Yüksek tecellisine yüksek sahne oldu.
Bu sahne yedi bin senelik en aşağı bir Türk beşiğidir.
Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı;
Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı,
O çocuk
Tabiatın şimşeklerinden,yıldırımlarından,kasırgalarından
Evvela korkar gibi oldu;
Sonra onlara alıştı;
Onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu.
Bir gün o tabiat çocuğu,tabiat oldu;
Şimşek,yıldırım,güneş oldu,Türk oldu.

Türk budur.
Atatürk'e Sorulan Soru : TÜRK Kimdir?

Bana bir kalem ve kağıt getirin der ve sorulan sorunun ardından derhal aşağıdaki satırları kağıda döker.

Bu memleket,
Dünya’nın beklemediği,
Asla ümid etmediği
Bir müstesna mevcudiyetin
Yüksek tecellisine yüksek sahne oldu.
Bu sahne yedi bin senelik en aşağı bir Türk beşiğidir.
Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı;
Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı,
O çocuk
Tabiatın şimşeklerinden,yıldırımlarından,kasırgalarından
Evvela korkar gibi oldu;
Sonra onlara alıştı;
Onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu.
Bir gün o tabiat çocuğu,tabiat oldu;
Şimşek,yıldırım,güneş oldu,Türk oldu.

Türk budur. 





Atatürkün türk gençliğine bakışı
Atatürk'ün hayatını inceleyen ve dünya görüşünü bilen herkes, gençlerin Atatürk için özel bir anlamı olduğunu da bilir. Atatürk için gençlik, aydınlık bir gelecek için önemli bir güç, Cumhuriyetin üzerine inşa edildiği tüm değerleri koruyup yaşatacak olan bir kuvvettir. Bu nedenle Atatürk gençliğe çok büyük değer vermiş ve onlara her zaman güvenmiştir. Milli Mücadele için yola çıktığı ilk günlerden itibaren kendisinin en önemli destekçilerinin gençler olacağını sık sık belirten Atatürk, bağımsızlığın kazanılıp Cumhuriyetin kurulmasının ardından da gençlik konusuna özel önem göstermiştir. Yurt gezilerinde genelde öncelikli olarak liseleri ziyaret edip gençlere doğrudan hitap etmiş, gençlerle sürekli diyalog içinde olmaya özen göstermiştir. Konuşmalarında sık sık gençlerden beklentilerini ve nasıl bir gençlik istediğini dile getiren Atamız, Büyük Nutuk'un son bölümünde yer alan "Gençliğe Hitabe" ile de gençliğin her türlü sorunun üstesindengelebileceğine duyduğu inancı vurgulamıştır.

Atatürk'ün liderliğini yapmış olduğu bağımsızlık mücadelesi, bu mücadelenin yapıldığı koşullar ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ni bekleyen iç ve dış tehlikeler göz önünde bulundurulduğunda, Atatürk'ün gençliğe neden bu kadar önem verdiği daha iyi anlaşılacaktır. Ülkenin dört bir yanının düşman işgali altında olduğu, devlet otoritesinin neredeyse tamamen ortadan kalktığı, bencil ve durumdan kendi menfaatlerine pay çıkarmaya çalışan kişilerin aleyhte faaliyetler gösterdiği bir ortamda birlik ve beraberliğin sağlanması, tüm imkanların Milli Mücadele bayrağı altında birleştirilmesi bağımsızlık savaşının en büyük zorluklarından olmuştur. Böyle bir dönemde gençler, Atatürk'e, aldığı tüm kararlarda bağlılık göstermiş, savaş sırasında da cephede ve cephe gerisinde önemli başarılar elde etmişlerdir. Bununla birlikte Atatürk açısından gençlerin en önemli sorumluluğu Cumhuriyet'in ilan edilmesi ile başlamıştır. Gerek dünyanın içinde bulunduğu siyasi belirsizlik, gerekse yeni Cumhuriyet'e karşı iç veya dış kaynaklı kurulan çeşitli komplolar en az Milli Mücadele dönemi kadar zor bir dönemin yaşanmasına neden olmuştur. Bir yandan ekonomik zorluklar, bir yandan savaş sonrası yaşanan sosyal problemler gibi yeni kurulan bir devletin karşılaştığı çeşitli sorunların aşılmasında Atatürk gençlerin dinamizmine, enerjilerine ve hepsinden önemlisi Atatürk ilkelerine duydukları sadakate güvenmiştir. Bu nedenledir ki, Türkiye'nin geleceğinin en önemli dayanaklarından biri olarak gördüğü gençliğe şöyle seslenmektedir:

Gençler! Cesaretimizi takviye ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitim ve kültür ile, insanlık meziyetinin, vatan, fikir hürriyetinin en kıymetli sembolü olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! İstikbâl sizindir. Cumhuriyet'i biz kurduk; onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz.2
Bu sözleri ile Cumhuriyet'i yalnızca korumak değil, yükseltmek görevini de gençlere veren Atatürk, bunun ancak güzel ahlakı, adaleti, haksızlıkla ve zulümle mücadele etmeyi, milli ve manevi değerlerimize bağlı kalmayı, tarihimizle gurur duymayı bununla birlikte yüzümüzü de sürekli geleceğe dönük tutmayı öngören ilkelerinin ayakta tutulması ile sağlanacağına dikkat çekmiştir. "İsterim ki, daima idealimi gençlere aşılayasınız ve daima korumak hususunda çalışasınız."3 sözleri ile dile getirilen bu istek, bir anlamda Atamızın bizlere en önemli miraslarından biridir. Bunu yerine getirebilmek için çaba göstermek, Atatürk'ü anlamak ve anlatmak için faaliyette bulunmak gençliğin bilinçlenmesinde önemli bir rol oynayacak, böylece Atatürk'ün başlatmış olduğu reformlar tam olarak hedefine ulaşacaktır.


Atatürk Genç Nesile Güveniyordu

"Milletin bağrından temiz bir kuşak yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak"4 diyen Mustafa Kemal Atatürk, Türk gençliğine her zaman için büyük güven duymuştur:


Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum!5

Atatürk'ün Türk gençliğine duyduğu güven, 1918'de Mondros Mütarekesi'nin imzalandığı günlere dayanır. İşgalin en ağır günlerinin yaşandığı ve ülke genelinde belirsizliğin hakim olduğu günlerde, Atatürk gençlerin kendisine umut verdiğini şöyle ifade etmektedir:
Her şeye rağmen muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. Bende bu inancı yaşatan kuvvet yalnız azim memleket ve millet hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanları içinde, sırf vatan ve hakikat aşkı ile ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdür.6

1919 yılında yaptığı bir başka konuşmasında ise içinde bulunulan koşulların gelecekte asla unutulmaması gerektiğini belirtirken, genç nesile duyduğu güveni bir kez daha dile getirmişti:

Başımıza neler örülmek istenildiği ve nasıl mukavemet ettiğimiz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret ve uyanıklığı gerektirmelidir. Zaten her şey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız, o gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.7

Atatürk'ün gençliğe bu derece güvenmesinin temelinde doğru eğitim almış, kişiliği tam anlamı ile gelişmiş bir gençliğin nelere güç yetirebileceğini biliyor olması bulunmaktadır. Atatürk gençliğin toplumdaki yerini ve toplumsal değişimdeki önemini kavramış ve genç neslin üstleneceği dinamizme inanmıştır. Zeki, doğruyu yanlıştan ayırabilecek vicdana sahip, manevi olarak güçlü, ahlaklı, kütürlü, ülkenin sorunları ile ilgili, bu sorunlara kalıcı çözümler üretebilen, milli karakteri temsil eden, çalışkan, vatansever, tarihi bilince sahip bir gençliğin ülke nasıl bir duruma düşerse düşsün her zorluğu aşabileceği bir gerçektir. Bu nitelikte bir genç nesil topluma cesaret ve güç verecek, o toplumu sürekli daha ileriye taşıyacaktır. Atatürk de "Gençler, cesaretimizi pekiştiren ve sürdüren sizsiniz"8 derken, Türk gençliğinin bu özelliklere sahip olan asil bir gençlik olduğuna inanmıştır. Başkumandanlık Meydan Savaşı'nın ikinci yıldönümünde söylenen bu sözlerde Atatürk'ün gençliğe inancı ve güveni açıkça görülmektedir.
Gençleri, "bugünün teminatı, yarının garantisi" olarak gören Atatürk'e göre Türk gençliği "terbiye ve kültürü ile vatan sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en değerli simgesi olacaktır." Bunun için gençliğin sorumluluklarının bilincinde, Atatürk ilkelerinin fikirlerini ve ideolojisini benimsemiş ve onun yolundan ayrılmamaya azmetmiş bir gençlik olması şarttır. Bu azim ve şevkin ölçüsünü, kendisini yorulmadan izleyeceklerini söyleyen bir grup gence Atatürk şöyle tarif etmiştir:

Siz genç arkadaşlar, yorulmadan beni izlemeye söz vermişsiniz. İşte ben bu sözden çok duygulandım. Yorulmadan beni izleyeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar yorulmak ne demek? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman bile durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada dinlenmeden beni izlemektir. Yorgunluk insan için doğal bir durumdur. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir güç vardır ki, işte bu güç yorulanları dinlendirmeden yürütür.
Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları, yorulsanız bile beni izleyeceksiniz. Ben bu akşam buraya yalnız bunu anlatmak için gelmiş bulunuyorum. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler hiçbir zaman yorulmazlar. Türk gençliği hedefe, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.9


Kurtuluş Savaşı'nda Gençlerin Üstlendiği Büyük Sorumluluk

Atatürk'ün başlattığı bağımsızlık savaşının sonucunda, "hasta adam" teşhisi konulan bir yönetim, çağdaş, güçlü ve bağımsız yepyeni bir devlet kurmuştur. Atatürk bu mücadelesi ile insanlığa zorluklar karşısında yılmamanın önemini, azmin ve inancın gücü ile her türlü zorluğun aşılabileceğini, Türk Milleti'nin sahip olduğu asıl gücün nasıl büyük başarılar kazanabileceğini göstermiştir. Türk Milleti'nin 1918 yılında içinde bulunduğu karanlık tablonun değiştirilmesinde, vatan topraklarının düşman işgalinden kurtulup Cumhuriyet'in temellerinin atılmasında Türk gençlerinin büyük katkısı olmuştur
Gençler Kurtuluş Savaşı öncesinde ve sonrasında hep aktif olarak Milli Mücadele'nin içinde yer almışlardır. Atatürk, Milli Mücadele'nin kazanılmasında gençlerin ne denli önemli bir sorumluluk yüklendiklerini görerek şöyle demiştir:


Gençler! Vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır. (1919)10


Atatürk'ün gençlere duyduğu güven, özellikle Milli Mücadele boyunca gençlerin kararlılıklarına, bağımsızlık konusunda gösterdikleri iradeye, fedakarlıklarına ve cesaretlerine şahit olması ile pekişmiştir. Gençlerin bağımsızlıklarına düşkünlükleri, özgürlük ve bağımsızlığın kendisinin karakteri olduğunu söyleyen Atatürk için çok önemlidir. Bir ulusta şerefin, haysiyetin, namusun varlığının ve sürekliliğinin, o ulusun özgürlük ve bağımsızlığa sahip olmasıyla mümkün olduğuna inanan Atatürk, bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getirmektedir:

Ben yaşayabilmek için kesinlikle bağımsız bir ulusun çocuğu olarak kalmalıyım. Bu nedenle, ulusal bağımsızlık bence bir yaşam sorunudur. Ulus ve ülke yararlarının gerektirdiği, insanlığı oluşturan uluslardan her biriyle uygarlık gereği olan dostluk ve siyaset ilişkilerine büyük bir duyarlılıkla değer veririm. Ancak benim ulusumu tutsak etmek isteyen herhangi bir ulusun, bu arzusundan vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım.
Atatürkün türk gençliğine bakışı
Atatürk'ün hayatını inceleyen ve dünya görüşünü bilen herkes, gençlerin Atatürk için özel bir anlamı olduğunu da bilir. Atatürk için gençlik, aydınlık bir gelecek için önemli bir güç, Cumhuriyetin üzerine inşa edildiği tüm değerleri koruyup yaşatacak olan bir kuvvettir. Bu nedenle Atatürk gençliğe çok büyük değer vermiş ve onlara her zaman güvenmiştir. Milli Mücadele için yola çıktığı ilk günlerden itibaren kendisinin en önemli destekçilerinin gençler olacağını sık sık belirten Atatürk, bağımsızlığın kazanılıp Cumhuriyetin kurulmasının ardından da gençlik konusuna özel önem göstermiştir. Yurt gezilerinde genelde öncelikli olarak liseleri ziyaret edip gençlere doğrudan hitap etmiş, gençlerle sürekli diyalog içinde olmaya özen göstermiştir. Konuşmalarında sık sık gençlerden beklentilerini ve nasıl bir gençlik istediğini dile getiren Atamız, Büyük Nutuk'un son bölümünde yer alan "Gençliğe Hitabe" ile de gençliğin her türlü sorunun üstesindengelebileceğine duyduğu inancı vurgulamıştır.

Atatürk'ün liderliğini yapmış olduğu bağımsızlık mücadelesi, bu mücadelenin yapıldığı koşullar ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ni bekleyen iç ve dış tehlikeler göz önünde bulundurulduğunda, Atatürk'ün gençliğe neden bu kadar önem verdiği daha iyi anlaşılacaktır. Ülkenin dört bir yanının düşman işgali altında olduğu, devlet otoritesinin neredeyse tamamen ortadan kalktığı, bencil ve durumdan kendi menfaatlerine pay çıkarmaya çalışan kişilerin aleyhte faaliyetler gösterdiği bir ortamda birlik ve beraberliğin sağlanması, tüm imkanların Milli Mücadele bayrağı altında birleştirilmesi bağımsızlık savaşının en büyük zorluklarından olmuştur. Böyle bir dönemde gençler, Atatürk'e, aldığı tüm kararlarda bağlılık göstermiş, savaş sırasında da cephede ve cephe gerisinde önemli başarılar elde etmişlerdir. Bununla birlikte Atatürk açısından gençlerin en önemli sorumluluğu Cumhuriyet'in ilan edilmesi ile başlamıştır. Gerek dünyanın içinde bulunduğu siyasi belirsizlik, gerekse yeni Cumhuriyet'e karşı iç veya dış kaynaklı kurulan çeşitli komplolar en az Milli Mücadele dönemi kadar zor bir dönemin yaşanmasına neden olmuştur. Bir yandan ekonomik zorluklar, bir yandan savaş sonrası yaşanan sosyal problemler gibi yeni kurulan bir devletin karşılaştığı çeşitli sorunların aşılmasında Atatürk gençlerin dinamizmine, enerjilerine ve hepsinden önemlisi Atatürk ilkelerine duydukları sadakate güvenmiştir. Bu nedenledir ki, Türkiye'nin geleceğinin en önemli dayanaklarından biri olarak gördüğü gençliğe şöyle seslenmektedir:

Gençler! Cesaretimizi takviye ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitim ve kültür ile, insanlık meziyetinin, vatan, fikir hürriyetinin en kıymetli sembolü olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! İstikbâl sizindir. Cumhuriyet'i biz kurduk; onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz.2
Bu sözleri ile Cumhuriyet'i yalnızca korumak değil, yükseltmek görevini de gençlere veren Atatürk, bunun ancak güzel ahlakı, adaleti, haksızlıkla ve zulümle mücadele etmeyi, milli ve manevi değerlerimize bağlı kalmayı, tarihimizle gurur duymayı bununla birlikte yüzümüzü de sürekli geleceğe dönük tutmayı öngören ilkelerinin ayakta tutulması ile sağlanacağına dikkat çekmiştir. "İsterim ki, daima idealimi gençlere aşılayasınız ve daima korumak hususunda çalışasınız."3 sözleri ile dile getirilen bu istek, bir anlamda Atamızın bizlere en önemli miraslarından biridir. Bunu yerine getirebilmek için çaba göstermek, Atatürk'ü anlamak ve anlatmak için faaliyette bulunmak gençliğin bilinçlenmesinde önemli bir rol oynayacak, böylece Atatürk'ün başlatmış olduğu reformlar tam olarak hedefine ulaşacaktır.


Atatürk Genç Nesile Güveniyordu

"Milletin bağrından temiz bir kuşak yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak"4 diyen Mustafa Kemal Atatürk, Türk gençliğine her zaman için büyük güven duymuştur:


Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum!5

Atatürk'ün Türk gençliğine duyduğu güven, 1918'de Mondros Mütarekesi'nin imzalandığı günlere dayanır. İşgalin en ağır günlerinin yaşandığı ve ülke genelinde belirsizliğin hakim olduğu günlerde, Atatürk gençlerin kendisine umut verdiğini şöyle ifade etmektedir:
Her şeye rağmen muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. Bende bu inancı yaşatan kuvvet yalnız azim memleket ve millet hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanları içinde, sırf vatan ve hakikat aşkı ile ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdür.6

1919 yılında yaptığı bir başka konuşmasında ise içinde bulunulan koşulların gelecekte asla unutulmaması gerektiğini belirtirken, genç nesile duyduğu güveni bir kez daha dile getirmişti:

Başımıza neler örülmek istenildiği ve nasıl mukavemet ettiğimiz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret ve uyanıklığı gerektirmelidir. Zaten her şey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız, o gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.7

Atatürk'ün gençliğe bu derece güvenmesinin temelinde doğru eğitim almış, kişiliği tam anlamı ile gelişmiş bir gençliğin nelere güç yetirebileceğini biliyor olması bulunmaktadır. Atatürk gençliğin toplumdaki yerini ve toplumsal değişimdeki önemini kavramış ve genç neslin üstleneceği dinamizme inanmıştır. Zeki, doğruyu yanlıştan ayırabilecek vicdana sahip, manevi olarak güçlü, ahlaklı, kütürlü, ülkenin sorunları ile ilgili, bu sorunlara kalıcı çözümler üretebilen, milli karakteri temsil eden, çalışkan, vatansever, tarihi bilince sahip bir gençliğin ülke nasıl bir duruma düşerse düşsün her zorluğu aşabileceği bir gerçektir. Bu nitelikte bir genç nesil topluma cesaret ve güç verecek, o toplumu sürekli daha ileriye taşıyacaktır. Atatürk de "Gençler, cesaretimizi pekiştiren ve sürdüren sizsiniz"8 derken, Türk gençliğinin bu özelliklere sahip olan asil bir gençlik olduğuna inanmıştır. Başkumandanlık Meydan Savaşı'nın ikinci yıldönümünde söylenen bu sözlerde Atatürk'ün gençliğe inancı ve güveni açıkça görülmektedir.
Gençleri, "bugünün teminatı, yarının garantisi" olarak gören Atatürk'e göre Türk gençliği "terbiye ve kültürü ile vatan sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en değerli simgesi olacaktır." Bunun için gençliğin sorumluluklarının bilincinde, Atatürk ilkelerinin fikirlerini ve ideolojisini benimsemiş ve onun yolundan ayrılmamaya azmetmiş bir gençlik olması şarttır. Bu azim ve şevkin ölçüsünü, kendisini yorulmadan izleyeceklerini söyleyen bir grup gence Atatürk şöyle tarif etmiştir:

Siz genç arkadaşlar, yorulmadan beni izlemeye söz vermişsiniz. İşte ben bu sözden çok duygulandım. Yorulmadan beni izleyeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar yorulmak ne demek? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman bile durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada dinlenmeden beni izlemektir. Yorgunluk insan için doğal bir durumdur. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir güç vardır ki, işte bu güç yorulanları dinlendirmeden yürütür.
Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları, yorulsanız bile beni izleyeceksiniz. Ben bu akşam buraya yalnız bunu anlatmak için gelmiş bulunuyorum. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler hiçbir zaman yorulmazlar. Türk gençliği hedefe, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.9


Kurtuluş Savaşı'nda Gençlerin Üstlendiği Büyük Sorumluluk

Atatürk'ün başlattığı bağımsızlık savaşının sonucunda, "hasta adam" teşhisi konulan bir yönetim, çağdaş, güçlü ve bağımsız yepyeni bir devlet kurmuştur. Atatürk bu mücadelesi ile insanlığa zorluklar karşısında yılmamanın önemini, azmin ve inancın gücü ile her türlü zorluğun aşılabileceğini, Türk Milleti'nin sahip olduğu asıl gücün nasıl büyük başarılar kazanabileceğini göstermiştir. Türk Milleti'nin 1918 yılında içinde bulunduğu karanlık tablonun değiştirilmesinde, vatan topraklarının düşman işgalinden kurtulup Cumhuriyet'in temellerinin atılmasında Türk gençlerinin büyük katkısı olmuştur
Gençler Kurtuluş Savaşı öncesinde ve sonrasında hep aktif olarak Milli Mücadele'nin içinde yer almışlardır. Atatürk, Milli Mücadele'nin kazanılmasında gençlerin ne denli önemli bir sorumluluk yüklendiklerini görerek şöyle demiştir:


Gençler! Vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır. (1919)10


Atatürk'ün gençlere duyduğu güven, özellikle Milli Mücadele boyunca gençlerin kararlılıklarına, bağımsızlık konusunda gösterdikleri iradeye, fedakarlıklarına ve cesaretlerine şahit olması ile pekişmiştir. Gençlerin bağımsızlıklarına düşkünlükleri, özgürlük ve bağımsızlığın kendisinin karakteri olduğunu söyleyen Atatürk için çok önemlidir. Bir ulusta şerefin, haysiyetin, namusun varlığının ve sürekliliğinin, o ulusun özgürlük ve bağımsızlığa sahip olmasıyla mümkün olduğuna inanan Atatürk, bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getirmektedir:

Ben yaşayabilmek için kesinlikle bağımsız bir ulusun çocuğu olarak kalmalıyım. Bu nedenle, ulusal bağımsızlık bence bir yaşam sorunudur. Ulus ve ülke yararlarının gerektirdiği, insanlığı oluşturan uluslardan her biriyle uygarlık gereği olan dostluk ve siyaset ilişkilerine büyük bir duyarlılıkla değer veririm. Ancak benim ulusumu tutsak etmek isteyen herhangi bir ulusun, bu arzusundan vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım.
__________________
 
  Bugün 6 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol